Mehmet Ali Ağca’nın nişanlısı olarak gündeme gelen ve son günlerde türbanını çıkardıktan sonra yaptığı açıklamalarla dikkat çeken Rabia Kazan Licursi, Kral Çıplak’ta Okan Bayülgen ve Reyhan Tüysüz’ün konuğu oldu.
Okan Bayülgen Kral Çıplak’ta konuğu olan Rabia Kazan Licursi’ye kendisini biraz samimiyetsiz bulduğunu söyledi. “Sizi böyle bulanlar var mı?” sorusu üzerine Licursi “Bulanlar var. Başörtüsünü istemeyerek taktığım için samimiyetsiz buluyor olabilirsiniz. Başörtüm, makyajım ile dikkat çekici kendine bakan bakımlı bir kadın olarak gördüğünüz için olabilir ” Bayülgen başörtüsü ile ilgili kimse ile ilgili yorum yapmadığını ileterek “ben sizi başka konularda ürpertici buluyorum. Sizin içinizde bir şeyler yapmak için bir ateş yanıyor ve bu ateşi ifade edemediğinizi düşüyorum ve genelde politik olarak doğru olmaya çalıştığınızı düşünüyorum” dedi.
Rabia Kazan Licursi “Kitabımı okusaydınız hiç böyle düşünmezdiniz. Bana böyle yaklaşan çok farklı dallardan yaklaşan arkadaşlar, düşmanlarım benim Tahran Melekleri kitabımı okuyunca çok farklı düşündüler. Ben Ortadoğu gazetesi yazarıydım. Sonra bir teröriste gazeteci lazımdı ve beni seçtiler. Rahmetli patronumuz Zeki Saraçoğlu’da teröristin avukatı ile beraber içeri girmemi sağladı. Ki o zaman 26 yaşındaydım. Dediğiniz gibi doğru bir şeyler yapma uğraşı içerisindeydim, bir gazeteciydim. Bana böyle bir röportaj yaparsan içeri girersen çok başarılı olacaksın dediler. Bende nişanlıyım diyerek, imza atarak içeri girdim. Belki bu da bir cesaret, belki sizi ürperten şeylerin bilinçaltınızda olan belki bu isim.”
“O zaman şartlar öyle oldu. Benim de korktuğum bir şeydi. Öyle bir şey oldu ki bir anda ben olayların içerisinde buldum kendimi arkasından ne söylerse ne etsem zaten dinlenmezdi. Biliyorsunuz, medyaya bir kez düştüğünüzde istediğiniz kadar doğru söyleseniz de lekelenmiş oluyorsunuz. Halen bugün nişanlısı olmadığım nişanlı namzedini taşıyorum. Birinsin nişanlısı birisinin eşi gibi anonslar yapıyorlar.
“Resmi bir şekilde imza attım. Aslında yapılmaması gereken bir şey zaman aşımına uğradı. Adaleti yanıltmaya giriyor”. Başka gazetecilerinde görüşmeye çalıştığını fakat çalıştığı gazetecinin ve kendisinin ülkücü kimliği ile görüşleri daha yakın olduğu için içeri girme şansı yakaladığını dile getiren Liursi “ben korktum fakat patronum çok başarılı olacaksın dedi” gittim.
“Şimdi daha fazla korkuyorum, ben her zaman tanrıya sığındım. Hayata 3. bir gözle bakmaya başladım. Objektif olarak düşününce ben annesi ve babası ayrı bir çocuğum, anne babadan yeterli sevgi alamadım. Gazeteciysem herkesin dikkatini çeken bir gazeteci, bir yazar olmak. Belki sınıf başkanı olmak ta. İlkokulda sınıf başkanı kalabilmek için arkadaşlarıma silgi, kalem dağıtırdım. Rüşvet verirdim”.
“Sade bir hayat yaşıyorum. Göz önünde olmak gibi bir kaygım yok. Güzel şeyler için çalışıyorum. Ortadoğu kadınları ile ilgili çalışmalarım var. Kadın hakları ile ilgili çalışmalarım var. Yakında 2. kitabımı çıkartacağım.
“Eşimle Roma’da orta halli bir hayat yaşıyoruz. Bir apartman dairesinde oturuyoruz. 2 senedir evine 3 ayda 1 gidiyorum. Amerika’da New York’da yaşıyorum”
“Sosyal alanda daha fazla başörtüsünü taşıyamadım. Başörtülü arkadaşların rencide olmasını istemiyorum. Ben başörtüsü ile çok daha fazla başarılı olabilirdim. Menajerim Amerika’da kitap tanıtımım için başörtüsü ile çıkmamı söyledi. Ama ben yapmıyorum
