Atilla Barsan – Siyaset Arenası


Siyasetin taşlı-dikenli yollarında 1 asra yaklaşmış hayatının son demlerine kadar ayrılmadan ve yılmadan yürümüş bir siyaset adamını toprağa verdik bu hafta.

Siyasi görüşü ne olursa olsun milletimizin her ferdi arkasından hayırla anıldı, taziyeler yayınlanıyor günlerdir her görüşten gazetede. Daha düne kadar koltuğunu sallayanlar, iktidardayken dünyasını dar edenler çelenklerle, övücü konuşmalarla “siyasetin şerrinden şeytandan sığınır gibi Allah’a sığınırım” diyen Asrın Büyüğü ’nü haklı çıkaran patinajlar çekmekteler milletin gözü önünde.

Bizler sıradan vatandaşlarız.Olayları ve hadiseleri TV haberlerinden izler, gazetelerden okuruz.Olayların perde arkasını ancak büyük bir kriz olur, enflasyon fırlar, asker darbeye soyunur, ülke kaosun eşiğine gelirse fark ederiz ve çoğu zaman da iş işten geçmiş olur biz fark ettiğimizde.Bizler aynı zamanda  “1 oy” olarak görülen insanlarız hala.Son 7-8 yıldır gözle görülür derecede gelişmeler olsa da ülkemizde, hala kazandığımız haklar, yenilmiş ve gasp edilmiş haklarımızın yanında devede kulak.

Biz bizi bildik bileli 4 büyük futbol takımımız gibi 4 büyük liderimiz vardı hep: Demirel, Ecevit, Türkeş ve Erbakan.Yaşı 30 ve üzeri olan herkes 4 büyüklerin maçlarını izledi hep siyasi ligde.Kimi gitti gitti geldi; tam 7 kez.Kimi Karaoğlan oldu, umut oldu, çoğu zaman umutları soldurdu.Kimi milliyetçi-sağcı söylemlerle gençlere heyecan verdi bir süre ama rotasını bilmeyen gemiler gibi kıyılarda yalpaladı durdu çoğu kez.Kimi de selamet vermeye geldi, refah ve saadet vadetti, nizam getirmek istedi ülkeye. Herkes ne yapıyorsa ülke için yapıyordu ama sonuçta canı yanan ve beli bükülen de bu ülke halkı oluyordu nedense.

Bizler anne babalarımızın partileriyle büyürken çocuklarımızın dünyasında da hala çok fazla seçeneğin olmadığını görüyoruz; zira tek parti dönemi hala devam ediyor; ülke hala bir tek partinin yarıştığı, diğerlerinin % 3-5-7-9  gibi sonuçlar aldığı bir siyaset düzleminde ilerliyor; hala güçlü bir muhalefet partimiz, istikrarlı bir eleştiri mekanizmamız, düzeyli demokratik yaklaşımlar gösteren partilerimiz maalesef yok.

Erbakan Hoca’nın vefatı ve “yeri doldurulamaz siyaset adamıydı” yorumları da gösterdi ki siyasi liderlerimizin ölümüyle siyasette boşluklar oluşuyor.Nasıl Ecevit’ten sonra DSP, Türkeş’ten sonra MHP devrini tamamlamış ve başka şeylere dönüşmüşse Saadet’in de akibeti o olacaktır. Ve görünen o ki; siyaset adamlarımız ancak ölümleriyle siyasete veda ediyorlar. Ve onlar ölünce siyasi görüşleri de ölüyor adeta.

En genç siyasi liderimiz sanırım 50 yaşından daha genç değildir. Oysa seçme ve seçilme yaşını dolduran herkes siyasete atılabilir ancak gençler siyaseti bir meslek, bir ilim dalı, bir çalışma sahası gibi görmüyor. Yukarıda da dediğim gibi biz kendimizi “1 oy” olarak gördüğümüz müddetçe ancak oy verme miktarı kadar siyaset yaparız ve birileri son nefesine kadar siyasi arenada kalmaya, bizi kendi köhne ve eskimiş fikirleriyle yönetmeye devam ederler. “Yeri doldurulamaz” liderler, ancak yerlerini dolduracak gençlerin yetişmediği çorak topraklarda  görülür.

Hz ömer (r.a) hilafete geçtiği ilk dönemler ashabına şöyle sesleniyor,eger ben yanlış yaparsam ne yaparsınız? Ashab kılıcı üzerine dogruluyor seni bunula düzeltiriz ey mümünlerin emiri: Bugun kılıcımız olmayacagına göre bizde bugunkü siyasilerimizi o bir oyumuzla düzeltecegiz..

Yıllardır bu muhteşem dörtlüye eleştiri babında yapmadığımız eleştiri kalmadı. İkinci degil hatta üçüncü sınıf insanlar olduklarını,artık aklı selim hareket edemediklerine ilişkin,vs daha neler neler..Peki o zaman orataya şöyle bir sonuç çıkmıyormu? Eger siz kendinizi birinci sınıf insan görüyor ve siyasi arenada yerinizi almıyorsanız o zaman ikinci sınıf insanlar tarafından yönetilmeye mahkumsunuz

Ülkemiz, sahip olduğu değerler, ihtişamlı geçmişimiz ve genç nüfusumuzla siyaset yapmaya çok elverişli bir ülke, münbit bir zemin üzerindeyiz.Her bitkinin yetiştiği, her türden çiçeklerin açtığı şu cennetmisal topraklarımız, her fikirde, her düşüncede insan topluluklarının hür ve özgürce fikir yarıştıracakları siyasi bir arenadır aynı zamanda. Yeter ki gençlerimizin ülkeyi yönetmek, siyasette yer alıp, kafalarındaki ülke modelini demokrasi sınırları içinde uygulamak gibi bir planları ve arzuları olsun.

Yeter ki 60 yaş ve üzeri liderler yerlerini 25-50 yaş arası gençlere bıraksın, siyaset bir küfür ve hakaret merkezi değil, bir fikirler ve paylaşımlar otağına dönüşsün.                                                                                                             

 Ancak vefat etmek suretiyle siyasi kimliğini ve politik hayallerini bırakabilen Sn Erbakan’a ben de buradan rahmet diliyor, seçim havasına girilen şu günlerde genç ve zinde görüşlerin birer filiz gibi yeşereceği siyasi bir iklim temenni ediyorum.

Post Author:

2 thoughts on “Atilla Barsan – Siyaset Arenası

    Unknown

    (March 10, 2011 - 8:36 pm)

    Atilla Bey yazmis oldugunuz yazilari begeniyorum ve duzenli olarak takip ediyorum.Diger yazilarinizin cikmasini sabirsizlikla bekliyorum.
    Sizin gibi kaliteli insanlarin dusuncelerine ve yorumlariniza ihtiyacimiz var.

    name

    (March 9, 2011 - 3:19 pm)

    siyaset er adamın işidir; her adamın değil..

Leave a Reply