Atilla Barsan – Karanlık gecelerde yansıyan ışık

Bizi yaratan her şeyi serbest kılmış.Hayatın kurallarını çizmiş ve bizleri bu kurallar içerisinde dilediğinizce yaşayın diyerek göndermiş.Ancak kesinlikle yasakladığı bir şey var ki bugün bu konuyu ele almak istiyorum:Ye’s, yani ümitsizlik.

Ümitsizlik bir girdap gibi, dibi karanlık, gövdesi ağır, kokusu yoğun, çekim kuvveti sınırsız bir girdap. Kim ki ümitsizliğe düştü; küfre en yakın olduğu an işte o noktada tosluyor alnına.

Gündelik hayatın birçok köşeleri var, akşama kadar hepimiz köşe kapmaca oynuyoruz. Çocukken kamyon kasalarında oynardık ekseriya, 4 köşe ve 5 çocuk. Mutlaka birimiz açıkta kalırdı ve açıkta kalmamak için o köşeden diğerine koştururduk kıyasıya .Şimdi de öyleyiz, herkes hayatın bir köşesinde kendisine bir yer edinmeye çalışıyor, hırs, menfaat, çıkar ilişkileri ile koşuşturuyoruz durmadan.Aslında bu açıdan, yani bu köşeden bakarsanız koca koca insanlar, tıpkı o çocuklar gibiyiz, hayat oyun, biz oyuncular.Böyle bakınca ne kadar çok teferruat ve hiç bir değer taşımayan ayrıntılar hayatımızı işgal ediyor hemen görüyorsunuz, ama gözlerimizi kapayıp oyuna devam etmek hepimizin işine geliyor vesselam..

O kadar çok el var ki yakamızda, o kadar çok yumruk var ki sırtımızda. Bizi sürükleyen, bize hesap soran, bizi ya düşürmeye ya da düştüğümüz yerden çıkarmaya çalışan eller, bizi bitirmeye çalışan yumruklar. Akşama kadar koştururken bu ellerden-ve yumruklardankurtulmaya çabalıyoruz habire.

İşte gün boyu bu noktalarda debelenirken bir gölgenin farkına varabiliyor musunuz bilmem, Şöyle bir durur dinler ve bakarsanız hemen varlığını hissedeceğiniz bir gölge. Bizi hiç bırakmıyor, bize asla sırt dönmüyor, bizi her an gözetliyor.En karanlık noktalarda bile yanı başımızda, bize şah damarımızdan daha yakın, güneşin olmadığı yerde bile peşimizde bu gölge. Yakamızdaki ellerden bizi sıyırıp çıkarıyor, düştüğümüz girdabı kurutup bizi sahili selamete çekmeye çalışıyor, sırtımıza inen hıyanet yumruklarına kendisini siper ediyor gün boyu bu gölge..

Ben buna “Rabbimin inayet gölgesi” diyorum. Ve ne zaman ümitsizliğe düşersem bu gölgenin gölgesine sığınıyorum.İşlerim bir anda ters gidiveriyor, hemen o gölgede az soluklanıyorum(Yarabbi ben seni bıraktıgım an sen beni bırakma) zihnim açılıyor, biri asla kabullenemeyeceğim bir yanlışla beni itham ediyor, hemen o gölgeye sığınıyorum bakış açım değişiyor, biri kalbimi en derin yerinden bıçaklıyor, hemen bu gölgenin şifalı ellerine sokuluyorum, yaram daha az acı veriyor..

Karanlık gecelerimde de bu gölge hem takipçim, hem sığınağım.Gündüz güneşim, gece ayım.Hz.İbrahim’in “batan şeyleri sevmem, batan şeyler benim ilahım olamaz” dediği gibi, kime ayım-güneşim diyorsak bir gün batıp gidiyor, kime “ay mı güzel, o mu?” diyecek kadar bağlanıyorsak bir gün bütün ipler kopuyor, geriye kocaman hayal kırıklıkları kalıyor, kiminle sonsuz derecede güvenip bir iş tutmaya kalkışıyorsak, ilk durakta ardına tekme basılıp vagondan itilen biz oluyoruz.Demek ki bir yerde ciddi bir yanlışlık söz konusu. Demek ki yanlış sevdaların, yalancı dostlukların, güvensiz ilişkilerin kurbanıyız hepimiz, sürekli yanlış hedeflerin yol kaybedeni oluşumuz bu yüzden.

Her şeyimi kaybettiğimi sandığım çok zamanlar yaşadım. Artık ben bittim dediğim çok günlerim oldu.Ancak hepsi geçti. Günler geçip giden acıların toplamı değil midir zaten? Her şey geçiyor bir şekilde. Ancak kırarak, yok ederek, eriterek, tüketerek ve geride kıymete değer hiçbir şey bırakmayarak geçiyor.İşte bu noktalarda bana şu kaldı hep toz duman yatışınca; Ümit..Yoğun, parlak ve nadide bir cevher gibi içimi ışıldatan bir ümit.Karanlık gecelerime yansıyan ışık; ümit..

Her şeyimi kaybettiğimi sandığım anlarda ümidimi hiç kesmedim, kullardan kestim ama Mevlam’dan kesmedimasla ümidimi.1000 kapı kapanınca 1001.kapının açılma ihtimalini gördüm daima. O kapının tokmağında da O’nun kudret eli vardı hep.

Şimdi de dosta düşmana, alime cahile, zengine fakire, korkana ürkene gırtlağımın bütün gücüyle haykırıyor ve diyorum ki; korkmayın ve asla ümidinizi kaybetmeyin, bizi yaratan başı boş bırakmamış, bizim her nefesimizde planlanmış bir şeyler var, o planın işlemesine kimse mani olamaz, O’nun inayet gölgesine sığının, yalancı güneşler ve aylar o gölgeyi asla solduramaz; darda kalınca O’na koşun, girdaba düşünce O’na tutunun, O kimseyi yalnız bırakmaz, herkes gider O kalır, her şey biter O ise Ebedidir; bitmez, batmaz ve kulunu asla yalnız bırakmaz.

Ne olur; sonsuz ve sınırsız ümit beslemeye devam!

 

Post Author:

4 thoughts on “Atilla Barsan – Karanlık gecelerde yansıyan ışık

    eda

    (May 3, 2011 - 7:45 am)

    elbette ümit en iyi şey.ancak ümit kıran çok şey var.gençlerin içi dışı ümitsizlikle dolmuş.karamsarlık etrafı sarmış :((((

    Senem

    (April 29, 2011 - 5:22 pm)

    Yazinizla bizi aydinlattiginiz icin tessekur ederiz!

    ilkgün

    (April 28, 2011 - 1:40 pm)

    ben de derin ümitsizlikler yaşamış biriydim.eteğine tutunduğum bir zat beni girdaptan kurtardı.mürşit lazım.el uzatanlara uzanmak lazım.k.maraştaki 4 kardeşin intiharı sonrasına denk gelen bu yazıyı herkese okutmak lazım.

    cemil

    (April 28, 2011 - 1:38 pm)

    sayın atilla barsan yazılarınızdan kişiliğinize ışık tutuyorsunuz.biz değerlerimizi unuttuk.umudumuzu yitirdik.sizin gibi büyüklerimiz oldukça yeniden dirilişin geleceğine ümidim arttı hocam.hürmetler.saygılar-sevgiler.

Leave a Reply