Atilla Barsan – Ogluma Mektup

Canım oğlum; Bu mektubu 2011 Haziran’ında çok sıcak bir öğleden sonrasında yazıyorum.

Oğlum; seni dünyaya getiren anne-baban olarak sadece vesileyiz, nefes aldıran, ayakta durduran seni yaşatan Allah’tır.Biz emanetçiyiz, emanetinde emin kılsın bizi Mevlam.

Ben de bir zamanlar senin gibi çocuktum. Belki de çocuk dememe bozulacaksın artık nerdeyse delikanlı oldun, (boyun halanı geçmiş geçen gün yan yana ölçüldüğünüzde fark ettim ;)) o halde geri alıyorum sözümü, ben de senin gibi delikanlı oldum. Hayata sadece eğlenmek, gezmek, bizi mutlu edecek şeyleri yaşamak niyetiyle bakardık. Nerde oyun biz orada, nerde gezmek tozmak biz orada. Bilirsin eskiden sbs yoktu, dershane yoktu, böyle bilgisayarlar yoktu, televizyonlar bu kadar çok kanallı değildi.Hasılı oğlum, biz hayatı kendimiz ellerimizle kurardık, oyun kurardık, takım kurardık, hayal kurardık..

Şimdi bakıyorum da sizin hayatlarınız başkaları tarafından tasarlanıp size sunuluyor. Akşama kadar biz büyüklerin planlayıp önünüze koyduğu bir hayatı götürmek zorundasınız. Şu devirde çocuk olmayı hiç istemezdim doğrusu. Büyüklerin planladığı hayatı bir yük gibi okuldan eve, evden dershaneye taşıyan hammal ruhlu çocuklar oldunuz maalesef. Ama hayat hepimize zor be oğlum, sanma ki babaların hayatları çok kolay. Biz yetişkinler sizlerden daha korkak ve hayata karşı savunmasızızaslında. Alırken korkuyor, satarken korkuyor, kendimize bizi her türlü kötülükten koruyacak güvenlik duvarları örmeye çalışıyoruz durmadan. O kadar zedelendi ki güven duygumuz anneler babalardan korkuyor babalar annelerden, patron elemanından korkuyor, eleman patronundan. “Burası dünya ihanet de mübah, hilede” mantığı almış başını gidiyor. Kimse kimseye güvenmiyor. Sanki herkesin elinde ihanet adında bir bıçak var, sırtını döndün mü onu saplayıveriyorlar dibine kadar.

Size daha güvenilir ve daha rahat bir hayat sağlamak için çırpınıyoruz akşama dek. Ama kendimiz ensemizde saplı birkaç bıçakla dolaşıyorken zaman zaman bunu başaramadığımız da oluyor. Sakın babam beni sevmiyor sanma. Orta okul 2’den bu tarafa çalışan biri olarak arkamı döndüğümde siz üç oğlumdan başka tek bir dünyalığım yok şahsım adına, ki ben buna taa ciğerimden Elhamdülüllah diyorum… Dünyaya yine gelecek olsam yine senin baban olurdum. Gözlerim bağlı, bin çocuk arasına koysalar kokundan, nefesinden, teninden yine tanırım seni babacığım, nerde olsam gözlerim seni arar, arar da biz babalar pek belli etmeyiz duygularımızı be oğlum, sen de baba olduğunda anlarsın beni..

Hiçbir mal mülk sen ve kardeşlerinden daha değerli değil. Siz bana cennet hazinesisiniz, başka hiçbir şeyin hükmü olmaz siz varken. Ama insanoğlu zaman zaman unutuyor nimetleri evladım, ben de seninle diyalog kuramadığım zamanlar oluyordur, göz göze gelmeyi unuttuğum zamanlar. Ama işte cümle alem okusun, şahit olsun diye yazıyorum, her planımda her endişemde her düşüncemde sen gizlisin; bunu asla unutma.. Sen benim bir parçamsın oğlum, kalbimden bir parça hem de.

Ve şunu da asla unutma, bir yere yaz paşam, her ne yaparsanız yapın, her nerede ne şekilde olursanız olun, okuyun okumayın, çalışın çalışmayın, başarılı ya da başarısız olun, siz, kardeşlerin ve sen her zaman benim oğlumsunuz. Hem madem sizi yaratan Adil-i Mutlak kulları arasında adaleti asla ihmal etmiyor,o zaman ben de size karşı Mutlak Adil olmam gerek.

Biz aile olarak her zaman seni destekler ve arkanda oluruz, doğru yaptığında seni teşvik edip yüreklendirecek, yanlışında ise arkanda durup seni doğruya çevirecek ama hiçbir durumda sana asla

sırt çevirmeyecek bir ailen olduğunu sakın unutma oğlum, olur mu? . Ancak yine de bir baba olarak şunu tavsiye ederim ki sen sen ol yanlış bir şey yaptığında benden ya da bir başkasından korkma, Allah’tan kork, kullar seni her an her yerde göremez ama O görür, O her şeyi hakkıyla gören ve duyandır.. Doğruluğuna inandığın bir iş tuttuğunda da dimdik dur, seni kimsenin yanıltmasına ve yolundan alıkoymasına izin verme!

Seni, ikimizi de yaratan Mevla’ya emanet ederken derim ki babalık ve oğulluk bu dünyaya has bir bağdır, biz din kardeşiyiz aynı zamanda, o halde eşit iki insan olarak hep dost kalalım, arkadaş ve sırdaş kalalım, sen benden razı ol ve eve geldiğimde en sıcak halinle bana “baba” de, yeter..

Ben senden razıyım evladım. Bana yaşattığın tüm güzel duygular için teşekkür ederim, iyi ki baban olmuşum, iyi ki oğlumsun..

 

Post Author:

3 thoughts on “Atilla Barsan – Ogluma Mektup

    H.İBRAHİM TOPAL

    (June 20, 2011 - 12:07 pm)

    kardes, bir baba ancak bu kadar derin duygular tasiyabilir.sansli cocuklarinizi kutlarim.bence siz onlar icin bir hediye bir lutufsunuz.kiymetinizi bilsinler.

    M

    (June 20, 2011 - 9:45 am)

    Atilla Barsan kimsin diyecem ama seni git gıde tanıyoruz
    Bir kez daha ağlattınız bizi.
    Ne diyelim sizin gibi baba dostlar başına.

    bahar poçal

    (June 20, 2011 - 9:28 am)

    böyle baba var mı yaa???

Leave a Reply