Yavuz Orta – Farkli Desenler‏

Efendim bizler yestmisli yillarda tek kanalli ulusal televizyonlarin filmelerini seyredek tanistik televizyonla. Seyrettigimiz filmlerde hep sahtekar hacilar hocalar, hakimdi kotu rollara. Nerde bir sahtekarlik, nerde bir duzenbazlik, bizim hacilar hocalar bir karis sakali ile orada. Arabesk filmlerinde ise, biri zengin biri fakir olan iki sevgilinin muratlarina erebilmek icin cektikleri eza ve cefayi seyrederken salya sumuk aglardik. Haftada bir kere gorurduk dini motifler iceren “inanc dunyasi” adli programi. Program “sordum sari cicege” ile baslar “sordum sari cicege” ile biterdi. Pek oyle suya sabuna dokunmaz, agac bayramindan bahseder, asi kampanyalari hakkinda bilgiler verirdi. Kurban bayramlarinda ise “turk hava kurumu” na deri bagislamanin faziletlerini anlatirdi. Velhasili kimseyi mutlu edemeyen sikici bir kandirmacadan ibaretti.

 

Daha sonralari  bizimkiler amerikan yapimi filmleri turkceye cevirmekten bikmis olsa gerek, ufak ufak dizi cekmeye basladilar. “Husnu Kuruntu”, “Nuri Kantar” “Perihan Abla” “Bizimkiler” gibi diziler gosterilmeye baslandi. Mesela bir bizimkiler vardi ki, diziyi yillarca seyreden ben, dizide bir Allah’in kulunu ne cuma namazina, ne bayram namazina, nede yaz tatilinde kuran kursuna giderken gordum. Dizinin adi bizimkiler idi ama karakterler baskalari…

 

Doksanli yillarda ozel kanallar ortaya ciktiktan sonra film dizi ve maclardaki rekabet aldi basini goturdu. Reyting ugruna belli saatlerden sonra porna film yayinlayan kanallar bile oldu. Dizilerdeki ahlaksizliklar ise giderek siddetini arttirmaya devam etti. Devlet yetkilileri de halkla birlik olup, agzini acip seyretti olup biteni.

 

Ikibinli yillara gelince dizi filmler hayatimizin vazgecilmez bir parcasi olmustu bile. Genclere baktiginizda “miroglu”ndan, “polat alemder”den asirma mimikler, konusmalar ve tarzlar hissedilir olmustu. Yani efendim nereye kafanizi cevirseniz bir “deli yurek esintisi” yada “kurtlar vadisi.”

 

Dizilere bagimli olarak yasayan milyonlarca insan bir sonraki haftayi iple ceker olmustu. Gecenlerde mudavimi oldugu diziye yetismek icin asiri hiz yapan, daha sonra yaptigi kazada olumden donen, kadin surucu, kazayi yapmaktan cok, diziyi kacirmis olmaktan muzdarip idi.

 

Benim bu yaziyi yazmamdaki amacima gelince; dizilere bu kadar ragbet artinca, bazi muhafazakar bildigimiz kanallar da dizi filmler cekmeye basladilar. Guzel bir alternatif olarak dusunuyordum. Yani ailece oturup utanmadan sikilmadan seyredebilirsiniz, ogretici ve egitici konulara deginilir, diziyi seyrederken harcadigimiz vakte deger, yada diger dizi ile zihni kirlenme yasamaktansa bu filmlerle notr kaliriz gibi dusuncelerim vardi.

 

Gecenlerde Amerika’li bir bilm adami arastirmasinda; dikkatsiz ve denetlenmeden halka gosterilen dizi filmlerin topluma yaptigi tahribatin porno filmlerinden  daha siddetli oldugunu ortaya kokuyordu. “Insanlar porno filminde ne izledigini biliyorlar ona gore hazirlikli oluyorlar, ancak dizi filmlerde ne izlediklerini ve ne sekilde yonlendirildiklerini bilemiyorlar” diyordu.

 

Efendim muhafazakar bir kanalda yayinlanan “farkli desenler” isimli dizi filmin bir kac bolumunu seyrettigim zaman Amerikali bilm adamina hak vermedim desem yalan olur. Filmde genc bir bacinin basina gelenler “arabesk” filminde Mujda Ar’in basina gelenlerden beter. Inanilmaz tesadufler Darwin’i hakli cikartacak duzeyde abartili. Dizide hickimsenin hicbir isi rast gitmiyor.  Belli bir saati dolduracagim diye oyle sacma ayrintilara girilmis ki, izleyen resmen enayi yerine konuluyor. Bu kanalda gorev yapan bir arkadas ailesine bu filmleri seyretmeyi yasaklamis.  Durumun vehametini gelin siz hesaplayin gayri…

Isin trajik kismi ise; bu kanallardaki filmleri seyreden insanlar, tam bir teslimiyet icerisinde guvenerek seyrediyorlar. Yani bu diziler truva ati gibi kaleyi iceriden tahrip ediyorlar. Muhafazakar kesime verdigi zarar ise ser guclerin yapmaya calistigindan daha fazla oluyor.
Dizileri yazan kisilerin de siradan insanlar oldugu, hesaba katilarak, bu kisilerin ruh halleri egitim durumlari ve yazdiklari senaryolarin tutarliliklari dikkate alinmali. Bu kisiler ve yazdigi seneryolar, filmler, cekilip yayinlanmadan once belli denetimlerden gecirilmeli. Cunku film yayinlandiktiktan sonra is isten gecmis oluyor. Dusunsenize, adam filmi yapmis, 70 milyon insana seyrettirmis, zehrini akitmis, bundan sonra yasaklasan ne yasaklamasan ne. Zaten “reklamin kotusu olmaz” mantigi ile yaptigi reklam sayesinde sizin kendisine verdiginiz cezanin kat be katini kazaniveriyor. Sohret ve gundem olmasi ise isin garnuturu.

Dilerim akli salim yetkililerimiz bu filmler sayesinde, toplumda olusturulan kultur erezyonunun farkina vararak, onlemlerini bir an evvel alirlar. Dilerim degerli halkimiz olan bitenin farkina varir, ve bos vakitlerini daha faydali islerle degerlendirirler. Saglicakla,

 

Post Author: YavuzOrta

6 thoughts on “Yavuz Orta – Farkli Desenler‏

    kadir

    (September 22, 2011 - 10:51 am)

    Guzelbir yazi olmus. Ama degisen bir sey oluyormu rant kaygisi ugruna yapilan seyler bunlar. oyuncular para kazanma pesinde. Unlu bir oyuncunun bir roportajinda okumustum. ilk once ona teklif edilen bosrolu sirf ahlak yapisina ugmadigi icin reddetmis. Ben de bir aile babasiyim aile ici ihanetin ahlaksizligin konu alindigi nerdeyse pohpohlandigi bir dizide asla rol almam demis! cok taktir etmistim..devletin bu konuy gercekten acil el atmasi lazim

    Hediye

    (August 6, 2011 - 3:44 pm)

    21 yüzyıldayız teknolojiden elbette faydalanacgız, ama ne yazıkki öyle bir hal aldıki ülkemiz televizyonları okur kitapları ise izler olduk..yaşadıklarımızı degilde duyduklarımızı yada görduklerımızı yaşar olduk, eger bu ruh haletimizden silkelenip arınmaz isek, bu toplumsal bagımlılık haline gelmiş olan handikaplarımız korkarım daha vahim durumlara gelecek,elınıze saglık yavuz bey

    buket

    (August 6, 2011 - 6:49 am)

    :)) biz de””farklı desenler”i izleyenlerdeniz.6-7 bölümdür izliyoruz ancak hala kim kimin nesidir, o adam o kadınla evliyse evdeki kilerde sakladığı kadın kimdir (orası kiler midir) o sabahat akkiraz’a benzeyen kızıl saçlı kadın anne ise bizler neciyizdir, o eşlerin hiç mi bir oturup hoş sohbet edip aile olasıları gelmez, o koca aslında bir al pacino ruhu taşımaktayken neden bu dizide oynamaktadır? vallahi hala çözemedik gitti.ama en son izlediğimizde o evde bilinmedik bir yerde saklıeski sevgili olduğunu düşündüğümüz kadın başroldeki gelini camdan ittirmek için yaklaştığında kızım ağzındaki lokmayı yutamadan koşup tv ye bir hamle yapıp kapattı da hepimiz “ohhh beee! farklı işkenceler” e nihayet bir son verdik dedik.
    sosyologlar oturup bu dizileri bir bir denetlemeli arkadaşlar.başka çaresi yok..

    tuncer

    (August 5, 2011 - 4:32 pm)

    Açık konuşmak gerekirse televizyon hakkındaki yazıları okumaktan sıkıldım.İcerik konu hep aynı oluyor.Ama Yavuz bey çok güzel bir yazı olmuş .Televizyonu insanlardan uzaklaştırmaya çalışan klasik sözlerden ziyade sıkmadan anlatılan mükemmel bir yazı olmuş.Ellerinize sağlık.

    okan

    (August 5, 2011 - 4:08 pm)

    Cok guzel belirtilmis zehrini akittiktan sonra neyin yasaklamasi yapiliyor.Televizyonu kokeninden guzel bir arac olarak kullanilacakti ki su duruma gelmeyelim.

    Sabiha

    (August 5, 2011 - 3:27 pm)

    bu televiyonun zaten insanin basina getirmedigi kalmadi baksaniza
    kadin daha diziyi izleyemedim diye yakiniyormus.

Leave a Reply