Atilla Barsan – DELETE / Geri Dönüşüm Kutusu

İçimizde ne çok şeyi saklıyoruz. geçmiş bütün ayrıntıları ile, gelecek de bütün endişeleri ile içimizdeki bütün odaları tıka basa doldurmuş durumda.

İnsan bir hamal. doğdu doğalı yaşanan her şeyi benliğinde taşımakta. Yaratılış yapısı en gelişmiş bilgisayardan bin kez, milyon kez daha gelişmiş olduğu için hiçbir şeyi çıkarıp silip atamıyoruz maalesef.

İlk anılarınızı düşünün, ilk duyduğunuz sesi. ilk sevdiğinizi, ilk küsüşünüzü, ilk hediye alışınızı, ilk hastalanışınızı..

Gözlerimizi bir dakika kapadığımızda binlerce görüntü arz-ı endam ediyor önümüzde.

Hele Müslüman insan için. İşlediği günahlar. Nedense şu sevabı işlemiştim den çok günahları geliyor insanın aklına. Günah, anılara yerleşmekte ve çakılı kalmakta sevaptan daha kabiliyetli. bunun sebebi de sanırım günahları daha sık hatırlayıp daha çok tövbe etmemizle alakalı..

Yaşayan her insan kendi kişisel tarihini yıllardır aklının gönlünün bir köşesinde taşıyıp duruyor. Aslında dünyada yaşayan milyarlarca insanın zihninde milyonlarca hayalin, anının, yaşanmışlığın dolanıp durduğunu, herkesin kendi senaryosunu kendi yazdığı, başrolünde kendisinin oynadığı kişisel filmleri ile beyinlerinin ücra bir odasında ayrı bir mazi sinemasını izleyip durmakta olduğunu düşünürsek, bizi yaratanın muhteşem kurgusu ve olağanüstü yaratıcılığı karşısında diz cokup kapanmamak mümkün değildir.

 

Ancak şurası da muhakkak ki insan beyninde üst üste depolanan anılar ve mazi kırıntıları zaman oluyor çöplüğe, viraneliğe çamurlu bir yosun batağına dönüşebiliyor. insan oğlu da her zaman güzel şeyler yaşamıyor ki sayın okurlar, ne acılar, ne utandırıcı sahneler, ne facialar, ne terkedilişler var aklımızın o “Alfred Hitchcocksinemasında. Bu sinemada hep “romantik aşk filmleri”  oynamıyor maalesef..

45 yaşında hala çocukluğundaki kabuslara kapılıp gözlerini kapamadan sabahı eden bir arkadaşıma “unut gitsin, taa 7 yaşında gördüğün kabus hatırlanır mıymış?” dediğimde gözlerinde gördüğüm 7 yaşındaki çaresiz çocuk bakışlarından sorumun anlamsızlığını anlayıp susmuştum.

Oysa bizi yaratan her gün yeni bir sayfa açıyor akıl defterimizde. Günlük tutar gibi oraya günlük anları yazmalıyız sadece. her günün muhasebesini yapıp, defteri de akşam yatarken güzelce temize çekmeli, hesabın toplamasını, çıkarmasını, bölmesini ve çarpmasını iyice yapmalı, defteri baş ucumuza koyup rahat ve huzurlu bir şekilde uyumalıyız.

Ama bizim hesaplarımız hep şöyle kapanıyor: bütün kinlerimizi ve nefretlerimizi tek tek tek binlerce hanede “topluyor”, kişi sayısına göre “bölüyor”, herkesin yüzüne her şeyi “çarpıyor “ve hesabı sürekli başkalarına “çıkar”tıyoruz. Dua edelim ahirette bizim hesapları da böyle yapmasınlar!

Bu biçimde bu hayatta bizim hesabımız asla kapanmaz arkadaşlar. ne kinlerimiz biter ne intikamlarımız. hani bir sezen aksu şarkısında der ya “ne kavgam bitti ne sevdam.” Aynen öyle..

 

Anılar çöplüğümüzden, yaşanmışlıklar depomuzdan ve mazi dükkanımızdan ne var ne yok bir çıkarsak. Kul hakları olan kısmını bir ayrı, samimiyetsizlikleri bir ayrı, en nadide en değerli asla silinmeyecekleri bir ayrı işleme tabi tutsak. Ve sonra tıpkı yeni ev taşırken yaptığımız gibi, helallik gerektirenlerin sahipleriyle helalleşip, hesaplaşması ahirete kalanları Allah’a havale edip, güzel olanları her an hatırlanabilecek bir özel dosyaya kaldırıp aklımızın hava sahasında uzay çöplüğü gibi öylece dönüp duran milyarlarca görüntü, ses, hayal ve an yığınını hemen geri dönüşüm kutusuna atıversek. evet evet, tıpkı bilgisayar gibi beynimizin orta yerine bir geri dönüşüm kutusu şart. günlük boşaltılmalı ve asla bekletilmemeli.

Ancak böyle yaparak her yeni güne yeni düşler, yeni hayal ve yeni planlarla başlayabiliriz. yoksa ne günü gün gibi, ne de mutlaka en iyi şekilde geçirmemiz gereken kıymetli bir hazine hükmündeki ömrümüzü gerçek bir “imtihan ve fırsat” gibi yaşamamız mümkün olacaktır.

İnsanoğlu, geçmişte yaşadıklarını bugüne taşıyarak ve gelecekte yaşaması muhtemel olmadık düşlerin peşine düşerek bugünü ve bugündeki yaşanabilecek pek çok güzellikleri kaçırmakta olduğunu bir fark etse her şey kendiliğinden çözülecek. ancak, ayette de Rabbimizin buyurduğu gibi “insan hüsrandadır…”

Kişisel hüsranımızı çabuklaştırmamak için bir an evvel geçmiş anılarımızı, gereksiz ayrıntı ve bir sürü eski püskü yaşanmışlığı aklımızın arka penceresinden mazi çöplüğüne savuralım gitsin. Unutmayalım, bazı yükler artık taşınamaz olduğunda onu Güçlülerin En Güçlüsüne havale edip yükü onun sonsuz iradesine havale etme pek çok sıkıntıdan kurtaracak bizi..Ellerimizi açtıgımızda yarabbi bu ne dayanılmaz bir dert yerine,derdimize dönüm sende kimsin benim senden büyük rabbim var demeliyiz.

Haydi bakalım, sizler, hala anılarda yaşayanlar, parmaklar önce “delete” tuşuna, sonra da “geri dönüşüm kutusu” na… Taşımaya ne lüzum var onca çöplüğü boşu boşuna hafızanızda?

Her şey bir gün levh-i mahfuz’da karşımıza çıkacak nasılsa..

 

Post Author:

11 thoughts on “Atilla Barsan – DELETE / Geri Dönüşüm Kutusu

    av.sibel

    (September 7, 2011 - 5:22 pm)

    geçmiş anımızdır,gelecek yoktur ki endişeli olalım ! Yaşamı silip atmak mümkün mü ? kim yaradılışına karşı çıkabilir ? Silip atmak mı yoksa savaşmak mı Atilla bey ? Yaşamakla bilmekle arasında ince bir sınır vardır ve biz insanlar bu sınırda öğreniriz hayatı.Hata yaparız,düşeriz,kalkarız,yara bere içinde kalırız,mutlu oluruz ya da mutlu olduğumuzu zannederiz,ağlarız ve bu yaşanmışlıklara geçmiş deriz ve silmek isteriz NEDEN? İNSAN KENDİNDEN KAÇMALI MI ? ASLA ! Günahlarda bizim için değil mi ? Zaten zor ve asil yaşamlar her keze nasip olmaz ”kötülük erdeme gereksinim duymaz” Güzel olan da zor olandır !Hiçbirşeyi silmeyin ve reset etmeyin kendinizi yok edemessiniz!!!Yüce Rabbimiz bunları hayatı öğrenmemiz ve ruhumuzun olgunlaşması ve erdem yolunda ilerlememiz için bize gönderiyor kendimizi yok etmemiz için değil! iyi çalışmalar!

      Semiha

      (September 7, 2011 - 6:47 pm)

      Once Atilla beyin yazidigin yorum yazmistim ama bir yoruma yorum yazacagim aklima gelmemisti. Cok ince vurgular Sibel hanim.

    meryemce

    (August 14, 2011 - 12:22 am)

    gelecek herzaman geçmişin izlerini taşır geçmiş ne kadar kötü olursa olsun;gelecege bir fener,hayata tecrübedir.maziyi pozitifte kullanmak elimizde negatifte…)hep şöyle düşünürüm geçmişimde acı çekmeseydim, bugünümün degerini anlayamazdım…YÜREĞİNE SAĞLIK ATİLLA BARSAN BAŞARILARINIZIN DEVAMINI BEKLİYORUZ.

    elif

    (August 11, 2011 - 2:03 pm)

    akil defterinde hapis kalanlari ortaya bir gün çıkaracak yaratan.en güzeli her sey bir kabusa dönüsmeden biz ayıklayalim yanlislarimizi.atilla bey sizi tebrike derim.olaylara bakis aciniz bir harika.

    erol aktas

    (August 10, 2011 - 4:13 pm)

    bir insan hayata bu kadar mi pozitif ama gercekci, dürüst ama temkinli, yapici ama elestirel bakar arkadas? üstat denecek insansiniz.dualarinizi beklerim.yazilarinizi arsivlemeye basladim.basarila dilerim.

    SALİH ÖZENDAÇ

    (August 10, 2011 - 2:44 pm)

    sayınATİLLA bey okadar güzel şeylere parmak basmışsınızki insanın hiç günah işmeyesi geliyo ama istemedende olsa işliyoruz belki geçmişte kulhakkıda yemişizdir allah günahımızı affetsin şu mübarek güzel günlerin hatrına sizinde en yakın takipçiniz olacağım sizin her yazınızı okuyacağım sizede hayatta başarılar dilerim saygılar

    SELDA GÜNDOĞDU

    (August 10, 2011 - 9:58 am)

    Atilla Bey konu seçimleriniz ve konuya dair örneklemeleriniz fikirlerimle birebir örtüşüyor. Hatta benim düşündüklerimi yazıyorsunuz ve beynimdekilerin kopyası acaba ghost lanıp size kablosuz bağlantı ilemi gönderiliyor şüphesine bile düşüyorum. Kaleminize yüreğinize sağlık devamını bekliyoruz. Saygılar…

    erdal

    (August 9, 2011 - 7:44 am)

    bravo kardeş güzel bir konuyu dile getirmişsin devamını bekliyorum.

    bekir çavusoglu

    (August 9, 2011 - 7:00 am)

    gönlümden öyle geçmekte ki, burada defteri temiz olanlar orada da yüzleri gülecek.ancak defteri temiz tutmak çok kolay degil.cennet kolay olmadıgı, cehennemde gereksiz yaratılmadigi gibi.bu kalemden dökülenler satirlara degil direk yürege düsüyor.

    Semiha

    (August 9, 2011 - 6:15 am)

    Ben sizin yazilariniza yorum yazmakda gercekden zorlaniyorum o kadar sade bir o kadar da derin yorumlayisiniz var.

    Mahide

    (August 9, 2011 - 5:09 am)

    Sn hocam malesef bilisayarlarda da tamamen silinmiyor silmek istediklerimiz. Iyi ve kötu anılarımızda onları sadece tarih yapıp
    arşive kaldırıyoruz sayfaları kapatarak.Sonra karşımıza bir deli ruzgar
    yada lodos çıkınca açıveriyor o sayfaları yeniden.
    Allah hepimizi deli ruzgarlardan korusun açılmasın açmak istemedigimiz
    arşivler.

Leave a Reply