Yavuz Orta – Faiz mi? (1)

 

Efendim, son zamanlarda yasadiklari aclik problemi ile gundeme gelen Somali’de; bazi mezheplerde balik yemek haram, bazi mezheplerde ise baligi yemek mubah, ama balik yakalamak haram sayiliyormus. Boyle bir dini inanciniz olunca burnunuzun dibinde ton baliklari ile dolu bir deniz, kucaginizda acliktan olen cocuklar ile caresiz kala-kaliyorsunuz. Somuren insanlarin kullandiklari en bayat taktiktir bu, toplumlari once cahil birakirsiniz, daha sonra, onlari cahillikleri ile bas basa birakirsiniz. Onlar aclik, ic savas, salgin hastalik, ve daha bilmem hangi fitne ile ugrasirken, somurenler olarak, at kosturusunuz toz duman olmus ortamin los isiginda.

 

Nasil ki islam toplumlarinda, insanlar “gavur icadi” diyerek bir cok yenilikten mahrum birakiliyorsa, Ulkemizde de  faiz konusunun ele alinis bicimi Somali’deki balik tutma meselesine benzemektedir, bu nedenle, bu yazimda faizden bahsetmek istiyorum. Konu ile ilgili akademik calismalarim mevcuttur, ancak sizleri sikmamak icin olayin teknik boyutuna girmeyecegim.

 

Faiz, ilk caglardan beri yasaklanmis, bir olgu olmustur. Butun semavi dinlerde kesin bir dille yasaklanmistir. Batililarin ilahlastirdigi, Aristo Sokrat ve Eflatun gibi filazoflar dahi faize karsi tutum sergilemislerdir. 1500’li yillarin ortalalarina kadar faiz butun toplumlarda yasaklanmis, yada oranlari devlet tarafindan belirlenmis bir sekilde yapilabilen sevilmeyen bir uygulama olmustur. 1536 yilinda Fransiz Hiristiyan, John Calvin, faizin mesru olmasi gerektigini savunmus. Ronesans hareketleri cercevesinde faiz de mesrulastirilmistir. Ilerleyen yillarda faizin mesru sayilmasini destekleyen bircok faiz teorisi gelistirilmis ve bu teoriler genel kabul gormustur.

 

Bu teoriler iki temel uzerine oturtulmus olup, birincisi; paranin ve malin simdiki degerinin gelecekteki degerinden daha fazla oldugunu savunan (mal-zaman teorisi), digeri ise sermayenin verimliligi arttirdigini ve sermayeye bu verimlilikten pay verilmesi gerektigini savunan (sermayenin verimliligi) teorisidir. Topragini kazma kurek ile isleyen bir cifciye traktor verildigi zaman, cifcinin uretecegi mamul orani artacaktir. Artan uretimden traktore yada traktoru finanse edene pay (faiz) vermek gereklidir gibi..

 

Avrupalilar John Calvin le baslayan akimla faiz konusunda duzenlemelere gitmisler, standartlar gelistirmisler. Bu vesile ile yeni ortakliklar yeni bankalar kurulmus ekonomi canlanmis, boylece avrupa toplumlarinin ekonomik duzeyleri yukselmistir.

 

Islam dunyasina baktigimizda ise durum biraz farkli olmustur. Tacir olan bir peygamberin ummetiyiz. 4 halifenin hepside ticaret erbabi. Rizkin onda dokuzunun ticarette olduguna isaret edilmis. Ancak daha sonraki zaman diliminde yanlis faiz anlayisi ile ticaretten hep uzak kalinmis.

Faize girerim, harama batarim diye ticaretten uzaklasilan islam toplumlarinda ticaret, gayri muslimlerin hakimiyetine gecmistir. Peygamber Efendimiz ve Sahabe-i Kira‘mın kurdugu “MEDINE PAZARI” ni unutmusuz. Orada yapilan ticari duzenlemeleri, ticari ortaklik sekillerini, uygulanan vade farklarini, ve gayri muslumlerle olan ve olmasi gereken ticari iliskileri de… Medine pazari, mercek altina alinip incelendiginde, bugun ozlemini duydugumuz ticaret hayatinin bir ornegini goruruz. Alis veris yapanin kendini emniyette hissettigi, fiatlarin arz ve talebe gore belirlendigi, pazara herkesin serbestce girip cikabildigi, (serbest piyasa ekonomisi) kurallari her iki tarafi da haksizliga ugratmayacak sekilde duzenlenmis oldugunu goruruz. Kurulan ticari ortaklik sekilleri  ile, yada mal mubadelesi seklinde olan vadeli alisverislerle faiz bertaraf edilmis ve ticareti yapan her iki tarafinda haklari zai olmamistir.

 

Efendim adamin biri birgun sazliklarla kapli, bataklik ve karanlik olan bir yerde yuzugunu kaybetmis. Aramasi kolay olsun diye ana yola cikip elektrik direginin isigi altinda aramaya baslamis yuzugunu. Yuzugu aradigi yer rahat bir yermis ama orada yuzugu bulmasida imkansizmis. Biz muslumanlarda kaybettigimiz bazi degerlerimizi bulmak icin baska yerlerde aramaya baslamisiz. Ticaret ile ilgili ihtiyacimiz olan temel ticari bilgileri “medine pazari” ni  arastirdigimizda bulabiliriz.

 

Ticari hayatimizda kullanabilecegimiz ve faize alternatif olabilecek bir cok done ve ticaret orneklerine sahip olan biz muslumanlar faiz belasindan kurtaramamisiz kendimizi. Haci amcalar, haci teyzeler yastik altindaki paralarini kaybetme ya da caldirma korkusu ile  yada uc kurusa mudara ederek bankaya goturmuslerdir. Paralarini 3aylik, 6 aylik, 1 yillik vadeli faiz hesaplarina yatirmislardir, esten dosttan gizli sakli. Dusunsenize, Faiz haram, diyerek ticaret hayatindan ve bankacilik sisteminden uzak kaliyorsunuz, ama gelinen noktada, toplumun hacisinin, hocanin parasi faiz carkinin hammaddesi oluyor.

 

Batililarin 1500 lu yillarda yaptiklari faizi mesrulastirma cabalarinin altinda yatan temel neden; kucuk tasarruf sahiplarinin paralarini bir havuzda (banka)  toplamak ve bu kucuk yatirimlari ekonomiye kazandirmak idi. Batililarin 1500 lu yillarda yaptiklarini muslumanlar ilk kez 1900 lu yillarin sonlarina dogru faizsiz bankalari kurarak hayat gecirmeye calismislardir. Ulkemizde ise 1980 li yillarda ozel finans kurumlari faizsiz bankacilik yapma girisiminde bulunmuslardir. Duz bir hesapla bankacilik konusunda da adamlardan yaklasik 500 yil geriden geliyoruz.

 

Bir sonraki yazimda, anlasilmasi gereken “faiz tanimi”, ve “faizsiz bankacilik” sisteminden bahsedecegim. Faiz’ e altarnetif olabilecek bazi uygulamalari sizlerle paylasmaya calisacagim. Saglicakla,

 

Post Author: YavuzOrta

4 thoughts on “Yavuz Orta – Faiz mi? (1)

    selin YALCIN

    (January 29, 2012 - 3:48 pm)

    Yavuz bey gunumuzde nerdeyse bankasiz calisabilmek imkansiz oldu’ Yanliz bazi hocalar finans kurumlariyla calismanin herhangi bir sakincasi olamdigini vurguluyorlar, buna ragmen bu konuda kafalarimiz karisik bir zahmet bankacilik ve faiz konusunu kaleme alirsaniz seviniriz. Tesekurler

    RIDVAN

    (December 22, 2011 - 8:10 pm)

    Allah bakara suresinde acık bır sekilde beyan ediyor faiz yiyenler Allah ve resulune savas acmıslardır, peki Allah!a ve resulune savas acıpta kazanan varmı? Ama kuranın iklimnden nasibini almamışsan degil bu ayeti duymak kuranı bastan sona okusalar na fayda….

    korkut

    (October 26, 2011 - 2:34 pm)

    faizin haram edilmis seklinin tanimini demek istemistim.

    korkut

    (October 26, 2011 - 2:32 pm)

    Yavuz bey guzel bir tarihce olmus ama biraz daha detaya girilebilirdi diye dusunuyorum.
    Umarim ikinci yazida faizin anlasilir bir sekilde yaparsiniz.

    saygilar.

Leave a Reply