Lağımlarda sürüklemek, Filistin askısı, elektrik verme, dayak, falaka, yumruk ve akla hayale gelmeyecek onlarca yöntemle işkence etmek
Acı ama gerçek. Çok değil; bundan 30 sene önce Türkiye bu acıları hep birlikte yaşadı. 80 darbesinde sadece bir isim benzerliği sebebiyle işkencelere maruz kalan Abdurrahman Yücel, işkence görenlerden sadece biri.
12 Eylül soruşturması işkence görenler için umut oldu. Umutlar boşa gitmedi. İddianamede darbenin hayatta kalan mimarları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’ya müebbet hapis istendi. Bununla birlikte dönemin işkencecileri de unutulmadı.
Soruşturmayı yürüten özel yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, işkence yapanlarla ilgili soruşturmayı da tamamladı. Savcı Çetin, darbenin ardından uygulanan işkencelerle ilgili yapılan 5 bin suç duyurusu dilekçesini, suçun işlendiği yer savcılığına göndermeye karar verdi. Çetin işkence soruşturmasının işkencelerin gerçekleştiği yerlerde soruşturulmasını istedi.
Savcı Çetin kararının gerekçesinde o dönem gözaltına alınanlara ve tutuklananlara sağ-sol ayrımı yapılmadan işkence uygulandığına dikkat çekti. Tek tek işkence yöntemlerinin sıralandığı kararda savcı, güvenlik görevlilerinin işkenceyi sorgu yöntemi olarak kullandığına vurgu yaptı.
Görevsizlik kararında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları da hatırlatıldı. Savcı Çetin’in kararına göre işkencelerin sembol yerleri haline gelen Diyarbakır ve Mamak ile diğer cezaevlerinde işkence yapanlar hakkında soruşturma yürütülecek. İşkenceciler başka illerde yaşasalar bile haklarındaki iddialardan aklanmak için 12 Eylül döneminde işkence suçunu işledikleri illerin Başsavcılıklarına giderek ifade verecekler
