Atilla Barsan – 2013 Akdeniz Oyunları, Mersin’e neler kazandıracak?

2013 Akdeniz Oyunları, Mersin’e neler kazandıracak?

Mersin, bildiğiniz üzere en güzel ve en verimli şehirlerimizden bir tanesi. Her çeşit sebze ve meyvenin her mevsim yetiştirilebildiği bereketli topraklara sahip olması ve Doğu ve Güneydoğu’ya yakınlığından dolayı kozmopolit bir yapısı var ve bunlar gibi pek çok  sebeple sadece bölgesinin değil, ülkemizin cazibe merkezlerinden birisi. Mersin Limanı’nın ülkemizin en hızla gelişen limanı olduğunu da düşünürsek bu cazibe merkezinde yapılacak uluslararası bir organizasyonun şehrin ekonomik ve sosyo-kültürel yapısı için ne kadar önemli olduğu anlaşılacaktır.

Zaman zaman adımız, siyasi çekişmelerle anılsa da biz Mersinliler olarak şehrimizde her zaman sükunetin ve kardeşliğin hakim olması gerektiğine canı gönülden inanıyoruz. Ben naçizane, doğma büyüme bir Mersinli olarak, biraz da siyasete ucundan kıyısından azıcık bulaşmış biri olarak; güzel Mersinimizin 2013 yaz olimpiyatlarına ev sahipliği yapmasından dolayı heyecanlı ve gururluyum.

İlimizin dışarıdan bakıldığında belli başlı bazı sorunları olduğu görülmektedir. Devleti temsil eden İl yöneticilerimiz, Mersin’in ülke ekonomisine sağladığı katkıların elbette farkındadır ve mutlaka buna göre yatırımlar getirilmekte; istihdamın, iş gücünün ve ticaretin önünü açacak kararlar bu doğrultuda alınmaktadır; bunu çeşitli vesilelerle görmekteyiz. Ancak, yerel yönetim bazında zaman zaman tıkanıklıklarla karşılaşılmıyor denilemez.

Maalesef siyasi hesaplara alet edilemeyecek bazı kavramlar vardır; kardeşlik gibi, hoşgörü gibi, kadirşinaslık gibi. Ki bu duygularımızı örseleyecek bazı gelişmelerle hiç karşılaşılmıyor değil. Mersin ilimizde siyasi dağılımın çok renkli ve oynak olmasından dolayı birimler arası diyalogda, iş birliği gerektiren faaliyetlerde ve özellikle belediye yatırımlarının dağılımında zaman zaman handikaplara düşüldüğünü de gözlemlemekteyiz.

Benim endişem, 2013 yaz olimpiyatları ile ilgili faaliyetlerde de bu sağlıksız görüntünün ortaya çıkması ve olimpiyatlara yaklaşıldıkça siyasi çekişmelere mağlup olup, boş vermişliğe ve koordinesizliğe düşülmesidir.

Peki, bu sağlıksız görüntüyü vermemek için ne yapabiliriz? Öncelikle yapılan yatırımların “Bugün koyalım, yarın kaldırırız” mantığıyla değil, kalıcı eserler olarak planlanması. Yarışlar 20 gün sürecek.20 gün sonra yarışmacılar, basın mensupları, izleyiciler ve dünya medyasının ilgisi gidecek ve biz Mersinliler olarak baş başa kalacağız. Böylesi devasa organizasyonlarda en sık yapılan hatalardan biri de iç dengenin, birimler arası iletişim ve koordinasyonun sağlanamamasıdır. Biz yarışlar başladığı anda sadece Türkiye olacağız artık, sadece Mersinli denecek bize; O saatten sonra şu siyasi partinin mensubu, mecliste şu kadar koltuğu olan şu siyasi görüşün adamları değiliz hiç birimiz. Evvela olaya böyle bakılmalı ve Mersinliye, Mersinli çocukların geleceğine, ekonominin canlanmasına, ihracatın artmasına çalışılmalı; tanıtım ve reklamımızın en üst düzeyde yapılması sağlanmalı. Bunun ötesinde hiç bir şeyin önemi yok.

Ülkemizde genel bir sorundur; tribünlere oynamak, ben yaptım oldu deyip başka fikirlere açık olmamak, bu benim işim değil deyip kenara çekilmek. Hayır efendim, artık şu saatten sonra bu iş, sadece yerel yönetimin, devlet büyüklerinin değil,  köşedeki simitçinin de, halci esnafının da, polis memurunun da, öğrencinin de ortak meselesidir.

Gelecek olan 5 bin sporcunun her birinin yanında en az 10 kişilik bir ekiple geleceğini, her sporcuyu takip edecek kendi yerel medya mensuplarını da hesaba katarsak, Mersin’e yüz binden fazla insan gelecek demektir. Otellerimiz, lokantalarımız, sokaklarımız, yerel medyamız, yerel kültür derneklerimiz, alış veriş merkezlerimiz bu organizasyonda en önde bayrağı taşıyacak kurumlar olacaktır. Bunun yanı sıra uluslararası spor kuruluşlarının yetkililerini, Türkiye’ye yatırımlar yapmayı düşünen yabancı iş adamlarını, ülkemize ürünlerini pazarlamak-bayii açmak isteyen büyük şirketleri düşünün. Gelecek olan, taa ayaklarımıza kadar gelen altın bir fırsattır. İl yöneticilerimizin organizasyonu buna göre yapması-yönetmesi gerekmekte.

Spor, barış için kardeşlik için bir vesile. Yıllardır sporda Fair Play ruhu diye bir olgudan bahsedilir. Elle tutan, gözle gören olmamıştır; ancak sahalarda, çimlerde, parkurda ve minderde ortaya çıkar o ruh.

Şimdi bütün Mersinliler, kollarımızı sıvamalı, o ruhun şehrimize gelmesi, hepimizin içine yerleşmesi için çalışmaya başlamalıyız.

Şehrimizin 2013 Olimpiyatları’nda kazanacağı maddi-manevi zenginlik, her iş koluna, her vatandaşa birebir yansıyacaktır. Faydalı gelişmeleri sokaktaki Ayşe Teyze de, bakkala giden Mehmet Amca da günlük hayatında görecektir.

Küreselleşen dünyadan biz de nasibimize düşen payı almak, yerelden evrensele uzanan yolda ilerleme kaydetmek istiyorsak, bugünden itibaren bir seferberlik başlatalım, “bugün olimpiyat için ne yaptık” diyelim ve şehrimize geçici bir faaliyet üzerinden kalıcı güzelliklerin gelip yerleşmesine elimizden geldiğince destek olalım.

Bu olimpiyatlar, şayet siyasi çekişmelere, kısır düşüncelere ve dar görüşlere hapsedilmezse ve sporun evrenselliğine uygun çalışmalar yapılırsa, Mersin için bir milat olabilir.

Ülkemiz; maalesef, sokak lambalarının bir devlet büyüğü geleceğinde yenilendiği, kaldırımların seçimden seçime onarıldığı, en üst düzey demeçlerde bile kaç metre asfalt yol yapıldığıyla övünüldüğü garip bir hizmet anlayışına sahip. Lütfen, 2013 Akdeniz Olimpiyatları’nı da bu garip anlayışa kurban etmeyelim. Çaktığımız çiviler, millet gider gitmez düşmesin; olimpiyatlardan sonra da bizi taşımaya devam etsin.

Onlar gidecek, Mersinli, Mersin’de yaşamaya devam edecek.

Post Author:

4 thoughts on “Atilla Barsan – 2013 Akdeniz Oyunları, Mersin’e neler kazandıracak?

    Sule Nur

    (March 19, 2012 - 6:47 pm)

    Bu yazinizi vizyon 33 ten takip ettim.
    Ben Mersinli degilim ama mersinde yasadigim icin sizinle tam fikirim.
    Dusuncelerinizden dolayi sizi takdir deyor ve Mersin icin el ele diyorum.

    Şevki

    (March 10, 2012 - 8:54 am)

    s.a.
    Atila Bey,

    Her konusu açıldığında “Herşey vatan için” diyoruz daaaaaa.işte o kadar…….
    Kalıcı değerlerden söz etmişsiniz. Çocuklardan başlayarak artırabilsek insani kalıcı değeri; Taş atmayan, arıza şeridini gereksiz kullanmayan, s.a. diyen, a.s. diyen, vesaire, vesaire. Sonra gün gelse bu çocuklar belli makamlarda belli işler yapsalar zaten bunları konuşmuyor, yazışmıyor oluruz.
    Hakikaten organizatör ruh sahibi kişiliğiniz de ön plana çıkmış. İnşallah bu sesi duyması gerekenler duysun da ona göre değer katsınlar o şehre ve vatana. İnşallah senden de fikir alsınlar, halktan birini dinlesinler. Hakikaten güzel şehir. Seviyorum ben Mersin’ i.

    elif sude naz

    (March 4, 2012 - 1:13 pm)

    şehirleri şehir yapan, yaşayan halkıdır.New York da şehir, Mardin de.Diyarbakır da şehir, Cape Town da.Önemli olan yaşadığımız iklime ne katabildiğimiz, şehrin bize verdiklerini ona yansıtıp yansıtmadığımız.Şehrinizi çok sevdiğiniz belli, bir de şayet elinizde imkan varsa şehrinizin yönetimine sahip çıkar, kargaşa ve terörle, lastik yakmalar ve mezhep ayrılıklarıyla değil; portakalı-limonu, denizi ve yaylaları ile bilinen bir belde olmasına katkı sağlarsanız belki şehrin altın anahtarını vermezler ama (ki onu da beklemezsiniz siz) halkın kalbinde ebedi bir yere sahip olacağınız aşikar.Tebrik ederim sizi, atilla bey de organizatörlük ruhu var, yerel yöneticilerin dikkatine..!!

    elif AKARCA

    (March 4, 2012 - 12:40 pm)

    Akdeniz olimpiyatları için güzel Mersinizmize şahsi teminat vererek olimpiyatları şehrimizimze aldıran sn Başbakanımız Recep Tatip Erdoğana Mersin halkı adına teşekürlerimizi sunarız

Leave a Reply